Saygıdeğer Misafirler,
Telif Hakları Sempozyumuna Hoş geldiniz, Safalar getirdiniz. 1893 yılında İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ilk mezunu olarak birincilikle bitirdiği ve sonrasında hocalık yaptığı, 1894 yılında da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Atatürk’ün fikirlerimin babası dediği Ziya Gökalp’in fikirlerini olgunlaştırdığı mekâna yani eski adıyla Halkalı Ziraat ve Veterinerlik Mektebine hoş geldiniz.
On yıl önce buraya geldiğimde şimdi İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin Rektörlük binası olarak kullandığı ana girişin sağında bulunan tarihi yapı yani Mehmet Akif Ersoy ve Ziya Gökalp’in okuduğu yapı yalnızlığı ve hüznü anlatıyordu. Bugün ise İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin yeni medeniyetimize katkı sağladığına şahit olmaktayız.
Bugün burada gerçekleştireceğimiz Sempozyumun kültür ve sanat hayatımızın gelişmesine ve bu alanın bir endüstri halini almasına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum.
Aziz Hazirun,
Telif Hakları Derneği olarak Türkiye’de çok geniş kesimleri ilgilendiren ama çok az insanın bilinç sahibi olduğu Telif Hakları meselesine nasıl baktığımızı bir-kaç soru ile özetlemek isterim:
Telif hakları aynı zamanda stratejik bir alandır. Bugün tüm patentlerin %97’siyle,yayın haklarının ve markaların çok büyük bir kısmı zengin ülkelerin elindeyken, Dünya Bankası’nca TRİPS Anlaşmasını izleyen on yıllık dönemde sadece teknoloji lisans ödemelerinin gelişmekte olan ülkelere fazladan 45 milyar dolara mal olduğu tahmin edilmekte iken İlim ve Edebiyat, Musiki, Sinema ve Güzel Sanatlar alanında Batı ülkeleri ile rekabet edebilme ve bu alanlardaki dünyada oluşan telif pastasından ülkemize artı pay aktarabilme gücümüz ve imkânlarımız nedir? Bunun için hangi çalışmaları yapıyoruz ve yapmalıyız?
-Ülkemizde İlim-edebiyat, musiki, güzel sanatlar, sinema gibi sektörler ya ikincil işlerimiz ya da emekliliğe ertelediğimiz düşlerimizdir. Önemli olan ve ülkemize de katma değer sağlayacak bu alanları erken yaşlardan itibaren birincil uğraşımız, işimiz haline getirmek zorundayız.
Bunların yolunun eser sahiplerinin telif haklarını güçlendirmekten geçeceğine inanıyoruz.
Bu da öncelikli olarak 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda eser sahipleri lehine açık hükümlerin konulmasıyla mümkün olabilir. Günümüzde eser sahipleri onlarla tek taraflı yapılan sözleşmelerle çok mağdur durumda bırakılmakta ve devamında da mutsuz edilmektedir. 5846 Sayılı Kanunun ruhuna, felsefesine ve 1. Maddesinde belirtilen temel amacına da aykırı olan ve eser sahipleri aleyhine “silahların eşitsizliğini” oluşturan bu durumu önlemenin yolu kanunun 48’den 58. Maddeye kadar olan kısmına eser sahibi lehine pozitif ayrımcılık içeren daha fazla hükmün konulması, 18.maddenin 2. Paragrafının iptal edilmesi ve uygulamada da “eser sahipleri lehine yorum” ilkesinin benimsenmesi ile olabilir. Yani eser sahipleri yasaların ve uygulayıcıların eserleri ile ilgili haklar bağlamında kendi yanlarında olduğunu bilmenin huzuru ile alanlarına katkıda bulunabilmelidir.
Eser sahiplerinin stopaj dâhil vergilerden muaf tutulması gerektiğine inanmaktayız. Bu konuda da dernek olarak ısrarcıyız.
Telif Hakları konusunda çalışanların önemli kısmını haklı olarak hukukçularımız oluşturmaktadır. Bu halkaya felsefeciler, psikologlar, sosyologlar, iktisatçılar, siyaset bilimcileri ve diğer ilgili uzmanlar da dâhil edilmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığının Fikri mülkiyet ve telif hakları ile ilgili olarak yüksek lisans ve doktora tezi hazırlayacak olanlara karşılıksız burs vermesi sahaya ilgiyi arttırabilir. 1990’lı yıllarda Aile Araştırma Kurumu bunu uyguladı. Daha sonra Bakanlık haline dönüşmüş olsa da bu alanda en önemli çalışmalar o dönemde yapılmıştır.
Telif Haklarının güçlendirilmesinin en önemli ayağı hiç kuşkusuz Milli Eğitim Bakanlığımızın da sürece dâhil edilmesinden geçmektedir. Bu anlamda tüm müfredat programlarının birinci kazanımlarının öğrencilerimizde telif hakları bilincinin oluşturulmasına yönelik olması gerektiğini teklif ediyorum. Bu konuda ben dâhil dernek bünyemizde her seviyede ders ve hazırlık kitabı yazan birçok arkadaşımız var. Her türlü desteği vermeye hazırız.
Bundan sonraki faaliyetimizden birisini de öğretmenlerimize yönelik “Telif Elçileri” olarak planladık. Bir günlük eğitim ve bilinçlenmeden sonra öğretmenlerimiz “Telif Elçisi” olacaklar. Okullarına döndüklerinde diğer çalışanlar ile öğrencilerimizi bu konuda bilinçlendirecekler ve Telif Hakları Kulüplerinin kurulmasına ön ayak olacaklardır.
Derneğimizin Telif Hakları Dergisi yayınlama çalışmaları da devam etmektedir.
Ayrıca her yıl Telif Haklarına Hizmet ödülleri verilmesi uygulamasının sürdürülmesi gerektiğine inanmaktayız ve bu konuda da çalışmalarımız devam etmektedir.
Değerli Hazirun,
İcra ettiğimiz Sempozyumu güçlü kılan ve hepimizi burada buluşturan unsurların başında programın içeriği yer almaktadır. Sempozyum programını Prof. Dr. Mustafa ATEŞ ve Dr. Cahit SULUK Beyler ile oturumlarda konuşacak olan değerli hocalarımız oluşturdu. Sempozyumun kahramanları olarak onları saygıyla selamlıyor ve teşekkür ediyorum.
Sempozyumun kurumsal alt yapısının ve sosyal medya hesaplarının güçlü ve etkili olması gerektiğine dikkatimizi çeken, başlangıçta izlediğiniz İllüstrasyon filmi dâhil bütün görsellerini üreten ve bir plan dâhilinde sosyal medya hesaplarında yayınlayan, buradaki organizasyonda da en büyük desteği veren dernek üyemiz Mehlika GİDER hanım ve çalışma arkadaşlarına hassetsen teşekkür ediyorum.
Mehlika Hanım ile bir önceki projemizde de yine Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle Türk Edebiyatı’nın yaşayan 50 önemli ismi ile röportajlardan oluşan prestij kitap ve bu edebiyatçıların her biri ile ilgili 20 dakikalık belge filmlerini çalışmıştık. Bu filmler Milli Eğitim Bakanlığımızın eba.gov.tr portalında da yer almakta olup yirmi milyon öğrenci, öğretmen ve çalışanın hizmetine sunulmaktadır.
Telif Hakları konusunun medya boyutunu da çok önemli buluyorduk. Çünkü alanla ilgili çok değerli çalışmalar yapılıyordu. Ama medyada görünür hale gelemiyorlardı. Bu nedenle Anadolu Ajansı dâhil birçok medya mensubu arkadaşlarımızla birebir görüştük ve konunun önemini, Telif hakları konusunun kültür-sanat alanının konusu olması hasebiyle bu sayfalarda daha fazla yer alması gerektiğini, böylece daha fazla ve etkili olarak gündemde kalacağını konuştuk. Ve destek istedik. Hiçbiri duyarsız kalmadı. Onlara da kültür-sanat adına minnettar olduğumu ifade ediyorum.
Sunucumuz Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda dernek yönetim kurulu üyemiz Doç. Dr. Nermin Özcan ÖZER hanıma, sempozyum kitabı için en önemli görevi üstlenen edisyon sorumlumuz ve derneğimizin başkan yardımcısı Selim ÇORAKLI beye ve Sempozyum ekibindeki fedakâr arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.
Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet BULUT başta olmak üzere İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi de sempozyumun başarısı için her türlü desteği verdi. Hepsine teşekkür ediyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız. Türkiye’de ulusal ve uluslararası binlerce faaliyete verdikleri destek gibi bu faaliyete de mali destek sağladı. Dolayısıyla Telif Hakları Sempozyumu meşalesini bakanlığın desteği ile yaktık. Aramızda bulunan Telif Hakları Genel Müdürümüzün sahsında Kültür ve Turizm Bakanlığımıza da teşekkür ediyoruz.
Saygıdeğer misafirler.
Telif Hakları Sempozyumu’nu sürekli hale getirmek arzusundayız. İkincisini 26 Nisan tarihini de kapsayacak biçimde, 2 ya da üç gün ve uluslararası yapmayı düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi 26 Nisan Dünya Telif Hakları Günü olarak ta kutlanıyor. Burada bulunan sizlerin de bundan sonraki sempozyum süreçlerine daha fazla katılmanızı ve etkin olmanızı arzu ediyoruz. Bunu hakkınız olarak ta görebilirsiniz.
Mehmet Akif Ersoy ve Ziya Gökalp’in yaklaşık 125 yıl önce fikirlerini devşirdiği ve olgunlaştırdığı bu mekânda gerçekleştirdiğimiz Dijital Alanda Telif Hakları sempozyumunun, Cemil Meriç’in ifadesiyle; “Muhteşem mazimizi daha muhteşem bir geleceğimize köprü oluşturacağına” inanıyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.
(Not: 6 Aralık 2019 tarihinde Telif Hakları Derneğinin yapmış olduğu Telif Hakları Sempozyumu’da yapılan konuşmadır.)
Yazar hakkında